26 Eylül 2012 Çarşamba

Küçük semtin büyük takımı !

Geçtiğimiz haftasonu Zaman gazetesinin pazar ekinde yer alan " Küçük semtin büyük takımı " başlıklı, Aslıhan Köşşekoğlu imzalı yazıda klübümüzün tarihinden, semtin havasından bir nebzede olsa okuyuculara aktaran güzel bir yazı. Okumanızı tavsiye ederiz.






86 yıllık tarihinde inişleri çıkışları bol olan bir takım Fatih Karagümrük Spor. Takımın oynadığı lig sürekli değişse de değişmeyen bir gerçeği var: Ateşli taraftarı. Bu aralar Karagümrük taraftarı hayli mutlu, çünkü takımları üç sene sonra yeniden 3. ligde...
 Britanyalı yazar Simon Kuper, seneler önce 9 ay boyunca neredeyse bir dünya turu yaparak futbolun politika ve farklı kültürlerle ilgisini araştırdı. Sonunda şu sonuca vardı: "Futbol asla sadece futbol değildir." Derlediği hikâyelerle zenginleştirdiği çalışmasını aynı isimle kitaplaştırdı. Kitap, 1994 yılında İngiltere'de yayımlandığından bu yana yoğun ilgi görüyor ve tekrar tekrar basılıyor. Kuper, sabırla ve kararlılıkla gerçekleştirdiği çalışmasında 22 ülkeden örnekler veriyor. Ancak futbol bazen öyle hikâyeler çıkarıyor ki karşınıza, başka bir örneğe bakmadan varabiliyorsunuz "Futbol sadece futbol değildir" yargısına. Takımların meşhur taraftarlarını düşünün mesela. Konumuz üç büyükler de değil. Gönül verdiği takım sürekli ligler arasında geçiş yapsa, hatta amatör lige kadar düşse de onu yalnız bırakmayan semt takımlarından, onların da en meşhuru olan Fatih Karagümrük Spor taraftarından bahsediyoruz. 86 yıllık tarihinde inişleri çıkışları bol olan takımın değişmeyen tek gerçeği ateşli taraftarı...
Çeteler ve asayiş sorunlarıyla gündeme gelen semtin futbol takımı da benzer olaylarla akla geliyor ilk etapta. Karagümrük Spor taraftarı deyince her deplasmanda taşkınlığa hazır bir grup canlanıyor zihinlerde. Taraftarın bu unvanı pekiştirecek çılgınlıkta hikâyeleri yok değil. Seyircisiz oynama cezası aldıkları maçta takımına destek olmak için karşı takımın kalesine ayna tutmak gibi... Buna karşılık milli ve manevi değerlere olan saygılarıyla da biliniyor grup. Ezan okunurken statta tezahürat duyamıyorsunuz mesela.

1926'da kurulan Karagümrük Spor, renklerini tulumbacılardan alıyor. Kırmızı ateşi, siyah da isi temsil ediyor.
 Stat demişken bahsedelim; takım, maçlarını Fevzipaşa Caddesi üzerindeki Vefa Stadı'nda oynuyor. Tabii stadın adı resmiyette böyle. Karagümrüklüler statlarına Vefa Stadı denmesine karşı çıkıyor, söyleyenden de pek hoşlanmıyor. Kulübün çiçeği burnunda başkanı Cengiz Günaydın ile görüşmemiz esnasında biz de bu gaflete düşüyoruz, Allah'tan Cengiz Bey fazla takılmıyor. Bu bakış açısının gerekçesi tarihte yaşanan ve takımın akıbetini olumsuz etkileyen bir hadise. Takımın kurulduğu yıl olan 1926'da Bizans döneminden kalma açık sarnıçların üzerine inşa edilmeye başlanıyor stat. Bu tarihten sonra Karagümrük Spor Kulübü tarafından saha olarak kullanılıyor alan. Ancak 1942'de dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından Karagümrük'ün elinden alınarak Vefa Spor Kulübü'ne veriliyor. İsmi de Vefa Stadı oluyor. 1932'de başlayan başarısı o seneye kadar devam eden, kadrosundan dönemin en ünlü futbolcuları gelip geçen, 1941-42 sezonu sonunda İstanbul Birinci Profesyonel Ligi'ne şampiyon olarak çıkan Karagümrük Spor bu hadiseden sonra ligden çekiliyor.
1946'da "Karagümrük Gençlik Kulübü" adı altında faaliyetlerine yeniden başlayan takım 50'lerde yeni bir yükselişe geçiyor. G.Saray'dan Kadri Aytaç da bu dönemde transfer ediliyor ve bu Türk futbol tarihinin en büyük transferleri arasına giriyor. Hatta Karagümrük, bu dönemde en çok taraftar kitlesine sahip takımlardan biri olarak biliniyor. Bu durum günümüzde değişse de İstanbul'da maçlarına en çok taraftar çeken, amatör ligde olduğu dönemlerde bile deplasmana en az 3 bin taraftarıyla giden nadir takımlardan olma özelliğini koruyor. Bunu gözlemek aslında çok da zor değil, herhangi bir maç günü Fatih civarından geçmeniz yeterli. Hani, forma renkleri tanıdık gelse anlam vereceksiniz kalabalığa! Sonrasında bu kalabalığın ve stat civarındaki yığılmanın bir semt takımından ötürü olduğunu öğrenmek ise hayli şaşırtıcı bir tecrübe. Tüm bunları çözmemizi sağlayan cümle ise stadın hemen giriş kapısında gözümüze ilişiyor: "Biz yıkılmaz dostlukların sarsılmaz taşlarıyız. Alnımızda bela, kalbimizde sevda yazar delice."

Fatih Karagümrük Spor AŞ Başkanı Cengiz Günaydın.
 En büyük eksiğimiz stat
Karagümrük taraftarı bugünlerde takımlarını tekrar 3. Lig'de görmenin sevincini yaşıyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Futbol Federasyonu tarafından isim değişikliği kabul edilen kulüpler arasında da gündeme geldi takım. Fatih Karagümrük Spor Kulübü Derneği'nin tüm futbol faaliyetlerini barındıran futbol şubesi, Fatih Karagümrük Sportif Faaliyetler Sanayi ve Ticaret AŞ'ye devredildi. Böylece takım, 'Fatih Karagümrük Spor AŞ' adını aldı. Ayrıca Başkan Yaşar Ecim'in istifasının ardından kulübün başına eski başkanlardan Cengiz Günaydın geçti. Tüm bu vesilelerle çaldık Günaydın'ın kapısını. O da çok eski bir Karagümrük taraftarı. Bir dönem farklı amatör takımlarda futbol oynamış, antrenörlük yapmış. Ancak, Karagümrük taraftarlığından hiçbir zaman vazgeçmemiş. Şu an 42 yaşında ve takımın Türkiye 1. Futbol Ligi'nde oynadığı en son seneyi hatırlıyor (1984). Hedefi takımı yeniden bu seviyeye çıkarmak. Eskiden beri kendilerine olan algıyı çok iyi biliyor ve "Mimli bir taraftarımız var, bunu yıkmaya çalışıyoruz." diyor. Takımın iyi kötü gününe tanıklık etmiş. Şirketleşme gerekçelerini zor günlerine atıfta bulunarak şöyle anlatıyor: "UEFA ve FIFA denetim ve borçlanmanın kontrol edilmesi adına bütün kulüplerin dernek statüsünden çıkıp şirket olmasını istiyor. Karagümrük'te asıl sebep takımı borçlandırmadan kurtarmak. Önceki senelerde dernek olmaktan kaynaklanan bir borç krizi yaşandı. Kendi tek dikili ağacını satarak kurtuldu. İkinci bir krizde bunun imkânı yok. Şirket olarak bunun önüne geçelim istedik." Yaşadıkları büyük bir sıkıntı da bir sahalarının olmaması. Takımla anılan Karagümrük Stadı aslında Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne ait.

Taraftarımız dünyanın her yerinden... 
"Bosna, Norveç, Azerbaycan'dan destekçileri var takımın. "Fatih, bir dönem İstanbul'a gelen herkesin yolunun düştüğü bir semt olduğundan ummadığımız yerlerde taraftarımızla karşılaşıyoruz." diyor Cengiz Günaydın. Taraftarın en büyük özelliği gruplara bölünmüş bir kitle olmaması. Baba Hakkı, Necdet Gezen, Mustafa Çakar, Rıza Erseven, Musa Sezer, Oktay Derelioğlu Karagümrük'ten yetişen ünlü futbolcular. Hatta Oktay takımına vefa göstererek futbola Karagümrük Spor'dan veda etmişti.
Numaralı tribünde fanatik teyzeler var!Taraftar statlarına 'Karagümrük Arena' diyor! 12 bin kişilik stat hemen her maçta dolu. Cengiz Günaydın atmosferi şöyle anlatıyor: "Burada maç izlemek başka. O kadar ilginç şeyler oluyor ki. Mesela burası bizim kapalı tribünümüz (oturduğumuz yeri gösteriyor). Karşı evler de numaralı tribün olarak adlandırılır. Her hafta maçlarda camlar dolu oluyor. Stattaki taraftar kırmızı deyince onlar da siyah diye bağırır. Karşı apartmanlarda fanatik teyzelerimiz var."

Kaynak : http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1348919&title=kucuk-semtin-buyuk-takimi&haberSayfa=1



Hiç yorum yok: